Küresel rekabette kadın girişimciler baş rolde
Küresel rekabette ekonomik kalkınmanın en güçlü etkeni girişimcilik olarak görülmektedir. Kalkınmanın itici gücü olan girişimciliğin sadece erkekler tarafından ortaya konulabileceği ihtimali yoktur. Kadınların dahiliyeti çok daha büyük etki oluşturmaktadır.
Türkiye’de kadın girişimciliği hareketlenmeleri 1980 yıllarında başlar. Bu tarihten önce kadınlar tarım sektöründe ücretsiz aile işçileri olarak görülür. Sonrasında sanayi yıllarında fabrika işçisi olarak çalıştıkları görülmüştür. Ve bir kısım kadın da aile ile ilgili sorumluluklarını sürdürmüşlerdir. 1990’lı yıllara gelindiğinde kadın girişimcilerin sayıları hızla artmaya başlamıştır. Bu dönemde eğitimli nüfusun artması, girişimcilik bilincini de geliştirmiştir. Bugün kadınlar çalışma hayatının önemli aktörleridir. Bu durum kadının kendisinin ve de toplumun kalkınmasında büyük rol oynamıştır. Kadınlar düne göre bugün çok güçlüdür. Gücünün en önemli kaynağı karakteri ile uyumlu olan girişimciliktir.
Kadın girişimciler gerek kadın olmanın zorlukları, gerekse iş ve toplumsal yaşamın “erkek egemen kurgulanmış düzeninde var olmaya çalışmanın güç şartları içerisinde girişimcilik faaliyetini sürdürmek için çaba sarf etmektedirler. Kadının çalışma yaşamında varlığını kısıtlayan düşünce ve uygulamalar, kadını ekonomik hayatta pasifleştirme anlayışına ittiğini söylemek yapılan incelemeler neticesinde çok da doğru olmayacaktır. Çünkü günümüzde, kadınların çalışma hayatında, erkeklere göre, daha başarılı oldukları yapılan araştırmalarla ortaya konulmaktadır. Bu durumun sebebi, eskiden karşı cinse atfedilen erkeklerle anılan işlerde başarılı elde etmeleri, girişimcilik konusundaki bilgi ve deneyim farkının git gide azalması, çok daha iyi örgütlenir hale gelmeleri ve doğaları gereği olaylara karşı daha duyarlı, daha sakin, daha yoğun insan ilişkilerine sahip olmalarıdır. Başarılı kuruluşların çalışanlarına değer verdiği, çalışanlarını da müşteri olarak gördüğü felsefede kadının sabrı ve iletişim yeteneği katalizör etki oluşturmaktadır. Çünkü kalite esnekliktir; müşteri tatminini sağlamak için esnek üretim gereklidir. Ve Kalite bir yaşam tarzıdır.
Kadınlar artık çalışma hayatında önemli birer aktördür. Rollerinin belirginleşme sebebi çalışma hayatında işine yönelik kısa ve uzun vadeli planlar yapma, kaynakları optimum kullanma, beşeri ilişkiler kurma ve sürdürme, işinde edindiği deneyimleri verimli kanallara aktarma gibi bir etkiye sahip olmaları vardır.
Sektörlere baktığımızda, bilişim, sigortacılık ve perakendecilik kadınların öncelikli tercih alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle online satış platformlarındaki kadın girişimcilerin başarıları bu durumu örneklendirmektedir. Trendyol ve Hepsiburada gibi iki büyük firmanın kurucusu da kadındır.
Kadınların, örgütün başarısını engelleyecek yıkıcı çatışmaların ve şiddetin meydana gelmesinde ya da büyümesinde de engelleyici bir rolde olduğu söylenebilir. Bu haslet sayesinde güçlü kadınların çalıştığı kuruluşlarda, ortaya çıkabilecek rüşvet, yanlış yönetim, şiddet ve yıkıcı çatışmalar azaltılabilir hatta önlenebilir. Sonuç olarak kadın girişimciliği, ekonomik ve toplumsal hayatta önemli yarar ve fırsatlar yaratarak, kendi ülke ekonomilerini geliştirmede ve iş yaratımında büyük katkı sağlar. Başka bir ifadeyle kadınların, potansiyel girişimcilikleriyle ekonomik ve toplumsal hayatın “erkek egemen” durumdaki cinsiyet eşitsizliğinin getirdiği adaletsizliği “insani” boyuta taşıyarak, ekonomik hayatı daha verimli duruma eriştirdikleri söylenebilir.
Sorumlulukları en iyi performansla yerine getirmenin verdiği tatmin, verimlilik, faaliyetlerin tek seferde ve doğru olarak yapılması neticesinde elde edilen zaman ve müşterilerin bir kuruluşun ismini kalite çerçevesinde anlamlandırmalarının getirdiği değerli imaj, işletme markasının kabul görmesi adına yarar sağlar. Çünkü kalite bir önlemdir. Sorunlar ortaya çıkmadan önce önlemler alınarak mal ve hizmetlere tasarım yoluyla üstünlük ve kusursuzluk verilir.
Ayrıca kadınlar yeni bir işletme oluşturmayla birlikte, işletmeyi geliştirme ve başarılı bir organizasyon haline getirme hususunda daha uzun süreli düşünmekte; iş yerinin nitelik ve standartları, hizmet kalitesi ve iş yerinin rekabet ortamında itibar sahibi bir işletme olması mevzularına da fazlasıyla önem atfetmektedirler. Karakteristikleri Kadınlara ait işyerleri; kadın girişimcilerin karakteristik özellikleri ile paralel olan özelliklilere sahip olmaktadır. Kadın girişimciler çalışma yaşamında; iş hayatının kalitesine özen gösteren, kalite odaklı olan, yaratıcılığı, esnekliği, organizasyon yönetiminde insanî odaklı olan, yöneticilikte toplumsal ve kültürel amaçlara maddi olan amaçlar kadar özen gösteren bir yaklaşımlar bütününe sahiptirler.
Kalite tanımında yer alan açıklamalar girişimci kadınların karakteristik özellikleriyle neredeyse aynıdır. Kadınların faaliyetlerine sıklıkla kafaları yerine kalpleri tarafından ivme verilmesi, özel olarak kadın girişimcilerin bir özelliğidir. Kadınlar bir şeyi çok iyi yapmak, pek çok insanı etkileyen bir problemi çözmek isterler. Bu tür kadınların amacı güç, varlık veya maksimum karlılık değildir. Bunun yerine bir problemi çözmek, çare bulmaktır. Ekonomik gereksinim karşılandıktan sonra aşırı karlılık, kadın girişimcilerin çoğu tarafından esas amaçtan çok, dış başarı ölçüsü olarak görülmektedir. Kadın girişimciler genellikle faaliyet yönelimlidirler ve işin yapılmış olmasından büyük bir tatmin sağlarlar.
Fortune Dergisinde son iki senede iş yaşamındaki en güçlü elli kadın olarak adı bulunanların özelliklerine bakıldığında, girişken ve korkusuz oldukları görülmüştür. Fakat bu bireyleri gerçekte öne çıkaran özellikleri bu erkeksi niteliklerini kadınsı yetenekleriyle bir araya getirmeleri olmuştur. Onlar, organizasyonlarının ve meslektaşlarının gelişmesine katkıda bulunmuşlar, iyi derecede iletişim kurmuş, ilişkiler oluşturmuşlar, soğuk çalışma ortamına tutku ve duygu sağlayarak girişimlerinin varlığında ve geleceğinde değişim yaratmışlardır.
Hasibe Üstün